Connect with us

Dünya

“Kur’an-ı Kerim’i yakma diye bir özgürlük olamaz”

Avatar

Yazar

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Nasıl kiliseyi, havrayı veya bir başka inancın mabedini ateşe vermek özgürlük değilse, Kur’an-ı Kerim Mushaf’ı yakma diye bir özgürlük olamaz. Bizim nazarımızda camilerimizi hedef alan eylemler ile kutsal kitabımıza yapılan rezil saldırılar arasında hiçbir fark yoktur” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Barış, huzur ve esenlik içinde geçirdiğimiz bir Kurban Bayramı sonrasında sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum.

Bu vesileyle, bir kez daha milletimizin ve İslam âleminin Kurban Bayramı’nı canı gönülden tebrik ediyorum. Rabbim bizleri sağlık, huzur ve afiyet içerisinde daha nice bayramlara kavuşturmasını niyaz ediyorum. Kestikleri kurbanla Allah’a yakınlaşması murat eden, bayram günlerini ülkemizde ve dünyada bir yardımlaşma seferberliğine dönüştüren tüm kardeşlerimin ibadetlerinin kabul olmasını diliyorum.

Millet olarak 2 milyarlık İslam âlemiyle birlikte Kurban Bayramı’nı ruhuna ve temsil ettiği değerlere mütenasip bir şekilde idrak ettik. Gariplerin, yetim ve öksüzlerin elinden tuttuk. Büyüklerimizi, dost ve akrabalarımızı ziyaret ederek gönüllerini aldık. İhtiyaç sahiplerinin kapısını çalarak bayram sevincini onların da yaşamasını sağladık, kimi zaman bir bayram şekeriyle küçüklerimizin yüzlerinde güller açtırdık.

“AMACIMIZ, İLK BİR SENE İÇERİSİNDE 319 BİN DEPREM KONUTUNU TESLİM ETMEK”

Bu bayram döneminde özellikle depremzede kardeşlerimizi ihmal etmedik. Kabine üyelerimizden milletvekillerimize pek çok arkadaşımız bayramda deprem bölgesindeydi, böylece depremzedelerimizin yalnız olmadıklarını bir kez daha kendilerine hissettirdik. Başta depremde en çok yıkıma uğrayan Hatay, Adıyaman, Maraş olmak üzere 11 vilayetimizin tamamında ihya ve inşa çalışmaları şu anda devam ediyor.

Yaptığı binalar 6 Şubat depremlerinden anlının akıyla çıkan TOKİ’miz, bölgenin yeniden ayağa kaldırılması sürecinde öncü rol oynuyor. Bir taraftan yeni deprem konutlarının temelleri atılırken, diğer taraftan inşasına başlanan binalar hızla yükseliyor. Ekim-Kasım ayından itibaren yapımı tamamlanan konutların teslimatına başlıyoruz. Amacımız, ilk bir sene içerisinde 319 bin deprem konutunu teslim etmektir. Bölgede inşa edeceğimiz konut sayısı ise 143 bini köy evi olmak üzere toplam 650 bindir. Şimdiye kadar inşa süreci başlayan konut, köy evi ve ahır sayısı 180 bini buldu. Evleri yıkılan vatandaşlarımızın çok büyük bir bölümünün gelecek bayramı yeni yuvalarında karşılamasını hedefliyoruz.

Hep söylediğimiz gibi, giden canlarımızı geri getiremeyiz, ama maddi kayıplarımızı telefi edecek imkâna ve kudrete sahibiz. Tarih boyunca nice badireler atlatmış, nice zorluklara göğüs germiş bir millet olarak Allah’ın izniyle asrın felaketinin de üstesinden geleceğiz. Altyapısı ve üst yapısıyla şehirlerimizi eskiden daha güvenli, daha canlı, daha dayanaklı hâle getirene kadar durmadan dinlenmeden çalışacağız. Başkaları ne yaparsa yapsın bizim ana gündem maddemiz deprem bölgesidir, deprem mağdurlarımızın sıkıntılarını çözmektir. Son Adıyaman ziyaretimizde vatandaşlarımızın yolumuzu keserek açtığı o pankartı asla unutmadık ve unutmayacağız. Depremzedelerimizi iyilik etmeden başa kakan namertlere muhtaç eylemeyeceğiz. Sandıkta milletten yediği tokadın acısını afetzedelerden çıkaran faşist zihniyete rağmen, oylarının rengine ve siyasi tercihlerine bakmadan deprem bölgesinde yaşayan tüm vatandaşlarımızı kucaklamaya devam edeceğiz.

Her bayramda ulaştırma yatırımlarımızın ne kadar büyük bir hizmet olduğu daha net görülüyor. Daha önce trafikten ve bozuk yollardan dolayı eziyete dönüşen seyahatler, yatırımlarımız sayesinde artık keyifle yapılıyor. Yol medeniyettir şiarıyla başlattığımız ulaştırma hamleleriyle ülkemize çağ atlattık. Otomobille 1,5 saat, feribotla 45 ila 60 dakika süren İzmit Körfezi geçişini Osman Gazi Köprüsü’yle beş dakikaya indirdik. 1915 Çanakkale Köprüsü’yle Boğaz geçiş süresini altı dakikaya düşürdük.

Osman Gazi Köprüsü 24 Haziran Cumartesi günü 111 bin 770 araç geçişiyle bir rekora daha imza attı. Açılışından itibaren bugüne Osman Gazi Köprüsü 70 milyon araç geçişiyle zamandan, yakıttan ve çevreden toplam 1,7 milyar dolarlık tasarruf sağladı.

“İSTANBUL HAVALİMANI, AVRUPA’NIN EN YOĞUN VE EN İYİ HAVALİMANI SEÇİLDİ”

1915 Çanakkale Köprümüzde de önceki yıla göre araç geçiş sayısında yüzde 55 oranında artış yakalandı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü günlük ortalama 100 binden fazla araç geçişiyle kamu-özel iş birliğinin en güzel örneklerinden biri oldu. Gezi kalkışmasında durdurulmak istenen bu köprümüz sayesinde Boğaz geçiş trafiği rahat bir nefes aldı. Ankara-Niğde Otoyolu 24 Haziran Cumartesi günü toplam 83 bin 517 araç geçişiyle rekora koşan bir başka projemizdir.

Hava yollarımızda da aynı durum söz konusudur. İstanbul Havalimanı’na bayram boyunca günde ortalama 1517 uçak iniş-kalkış yaparken, günde ortalama 238 bin yolcu bu havalimanını kullandı. 25 Haziran’da ise 1593 iniş-kalkış ile tüm zamanların en yüksek rakamına ulaştı. Dünya çapında birinciliklere doymayan İstanbul Havalimanı, Avrupa’nın en yoğun ve en iyi havalimanı seçildi.

Antalya Havalimanı’nda da Kurban Bayramı’nın dördüncü günü 1.188 uçak trafiğiyle yine rekor kırdık. Trabzon Havalimanı’nda ise Cuma günü 21 bin 117 yolcu trafiğiyle 12 ülkeye seyahat gerçekleştirildi.

CHP Genel Başkanı’nın ‘buraya uçak mı iner’ dediği, ‘ne gerek var’ dediği, ‘millet yol mu yiyecek’ diyerek çamur attığı diğer tüm ulaştırma projelerimizde benzer başarıları yakalamanın gururunu yaşıyoruz. Takoz siyasetinin nelere nam olabileceğini yıllar geçtikte daha iyi anlıyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde bu zihniyeti sandığa gömen insanımızın 31 Mart 2024 seçimlerinde de bunlara geçit vermeyeceğine inanıyorum.

“ÜLKEMİZ, KRİZLERİN ÇÖZÜMÜNDE DENGELİ, ADALETLİ VE GÜVEN VEREN TAVRIYLA BELİRLEYİCİ ROL OYNUYOR”

Bayram günleri aynı zamanda diplomasi trafiğimizin arttığı dönemlerdir. Bu bayramda da dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimizle ve dost ülkelerin liderleriyle bayramlaşma imkânı bulduk. Devlet ve hükûmet başkanı seviyesinde 21 ülkenin lideriyle telefonda görüşerek hem tebrikleri kabul ettik, hem de ikili konuları ele aldık.

Bu görüşmeler vesilesiyle Rusya-Ukrayna savaşından Sudan’daki kardeş kavgasının sona erdirilmesine kadar küresel güvenliğe dair her mesele Türkiye’nin katkısının daha fazla arandığını ortaya koyuyor. Ülkemiz, krizlerin çözümünde dengeli, adaletli ve güven veren tavrıyla belirleyici rol oynuyor. Ülkemizin öncülüğünde yürütülen barışı inşa çabalarının önemi günden güne daha iyi anlaşılıyor. Tam anlamıyla bir kilitlenme yaşayan Rusya-Ukrayna savaşı bunun en açık ve maalesef en acı örneğidir.

İstanbul süreci bu acımasız savaşı sona erdirecek tarihî bir fırsattı. Taraflara onurlu çıkış imkânı sunan bu fırsat değerlendirilebilseydi, bugüne kadar yaşanan yıkım ve gözyaşı olmayacaktı. İstanbul süreciyle başlayan tahıl mutabakatı ve esir takaslarıyla devam eden diplomatik gayretler maalesef savaş lobisi tarafından engellendi, yıpratıldı, bunun bedelini de asker-sivil on binlerce insan ödedi.

“TÜRKİYE’NİN ÇEVRESİNDE HUZURU HÂKİM KILANA KADAR DİPLOMATİK ÇABALARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ”

Hatta bir dönem Türkiye olarak biz de bu savaş lobisinin hedefi olduk. Ülkemizin izlediği dengeli politikadan rahatsızlık duyanlar, hükümetimize yönelik çok yoğun baskı uyguladılar. Baskı aracı olarak bizler her zaman olduğu gibi muhalefet partilerini kullananlar karşısında dik durduk. Muhalefetin adayının Rusya ile aramızda kriz çıkarmayı amaçlayan asıl ithamları bu senaryonun bir parçasıydı. Sadece Türkiye’nin çıkarlarına değil, Türk demokrasisine de zarar veren bu iddialarla ilgili ortaya tek bir somut delil konulmadı. İddialar yalanlandıktan sonra seçim atmosferinde niçin böyle bir provokasyona girişildiğine dair muhalefet cenahından kamuoyunu tatmin edecek, şüphe bulutlarını dağıtacak hiçbir açıklama da gelmedi. Son bir buçuk yılda bunun gibi sayısız örnekle, kışkırtmayla, Türkiye’yi zorda bırakmayı hedefleyen art niyetli teşebbüsle karşı karşıya kaldık. Hükûmet olarak bunların hiçbirine kulak asmadık, bölgemizdeki ateşin kıvılcımının Türkiye’ye sıçramasına izin vermedik, savaşa odun taşımak yerine barışın tesisi için gayret sarf ettik. Hâlen Rusya ve Ukrayna ile aynı anda görüşen, diyalog kanallarını işleten, acil sorunlara çözüm önerileri geliştiren tek ülke biziz. Her iki ülkenin devlet başkanıyla yakın temasımız devam ediyor. Çatışmaları derinleştirme riski taşıyan her olayda inisiyatif alıyoruz. İnşallah bundan sonra da dengeli duruşumuzu muhafaza edeceğiz. Türkiye’nin çevresinde huzuru hâkim kılana kadar diplomatik çabalarımızı sürdüreceğiz.

“İNSANLARIN KUTSALLARINA YÖNELİK SALDIRILAR DÜŞÜNCE HÜRRİYETİ OLARAK NİTELENEMEZ”

İslam dünyası olarak Kurban Bayramı’na ulaşmanın heyecanını yaşarken, İsveç’in Başkenti Stockholm’de mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik gerçekleştirilen alçakça saldırı hepimizi öfkelendirmiştir. 2 milyar Müslümanın hissiyatını hiçe sayan bu sapkınlığın bırakın fikir özgürlüğünü, en temel insani değerlerle bağdaşması mümkün değildir. Bunlar, İslam düşmanlığından beslenen nefret suçlarıdır. Bu nefret suçunun polis korumasında işlenebilmesi çok daha vahimdir. Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde insanların kutsallarına yönelik saldırılar düşünce hürriyeti olarak nitelenemez. Nasıl kiliseyi, havrayı veya bir başka inancın mabedini ateşe vermek özgürlük değilse, Kur’an-ı Kerim Mushaf’ı yakma diye bir özgürlük olamaz. Bizim nazarımızda camilerimizi hedef alan eylemler ile kutsal kitabımıza yapılan rezil saldırılar arasında hiçbir fark yoktur. Bu gerçeği aslında nefret suçlarına imza atanlar kadar, buna izin verenler, göz yumanlar da çok iyi biliyor. Söz konusu kendi güvenlikleri olunca hiçbir hak, hukuk, ilke tanımayanlar, sıra Müslümanların kutsallarına gelince birden fikir özgürlüğünü hatırlıyorlar. Bu zihniyetin elinde fikir hürriyeti, İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının tüm biçimlerini meşrulaştıran bir araç konumundadır.

Stockholm’de Kurban Bayramı’nın ilk günü hem de bir camii önünde gerçekleştirilen menfur eyleme münferit bir hadise gözüyle bakamayız. Bu saldırıları Batı’da habis bir ur misali hızla yayılan İslam ve Müslüman düşmanlığı hastalığının yeni tezahürleri olarak görüyoruz. Batı dünyası, özellikle bu hastalıkla mücadele noktasında hiçbir adım atmıyor. Dört yıl önce Yeni Zelenda’nın Christchurch şehrinde bir camide ibadet eden 51 Müslümanın şehit edildiği terör eyleminden hâlâ ders alınmıyor. Neo-Nazi örgütler çoğu zaman devlet içindeki uzantılarının da desteğiyle palazlanmaya devam ediyor. Aşırı sağcıların işlediği nefret suçlarının kaydı çoğu zaman hiç tutulmuyor. Failler ya yakalanmıyor ya da ön kapısından girdikleri mahkeme salonlarının arka kapısından ellerini kollarını sallayarak çıkıyor.

“MÜSLÜMANLAR İÇİN İNANÇLARINI ÖZGÜRCE YAŞAMAK GİDEREK ZORLAŞMAKTADIR”

Günümüzde Müslümanlar için inançlarını özgürce yaşamak, dillerini sokakta özgürce konuşmak, dinlerinin emrettiği şekilde giyinmek, çalışmak, sosyal hayatta var olmak giderek zorlaşmaktadır. Irkçı terör saldırıları sadece Müslümanlara değil Musevilere, Afrikalılara, Asya kökenlilere, Romanlara ve göçmenlere de yönelmektedir. Önceki hafta Mora Yarımadası açıklarında batan ve yüzlerce mülteciye mezar olan gemi faciasında buna bir kez daha şahit olduk. İnsanları kurtarmak adına ciddi hiçbir emek harcanmadığı gibi, yüzlerce kişinin ölümü Titanik Gemisi’ni görmeye giden beş zengin kadar gündem olmadı. Bu mazlumlar da her yıl Akdeniz’in sularında kaybolan binlerce can gibi kısa sürede unutulup gitti.

“SÖMÜRGECİ GEÇMİŞİYLE BİLİNEN ÜLKELERDE KÜLTÜREL IRKÇILIK KURUMSAL IRKÇILIĞA DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Bunlar asla istisnai hadiseler değildir, beyaz adamın üstünlüğüne dayanan sömürgeci, kibirli ve gayri insanı zihniyetin varlığını hâlen devam ettirdiğinin işaretidir. Pek çok Batı ülkesinde ayrımcılık toplumsal bir norm hâline gelmiştir. Özellikle sömürgeci geçmişiyle bilinen ülkelerde kültürel ırkçılık kurumsal ırkçılığa dönüşmüştür. Fransa’da başlayan, kısa sürede diğer ülkelere yayılan olayların kökünde işte bu zihniyetin inşa ettiği sosyal mimari vardır. Sistematik şekilde baskı gören, kamusal hayatın dışına itilen varoşlarda, gettolarda yaşamaya mahkûm edilen göçmenlerin çoğu Müslümanlardır. Şiddet maalesef şiddeti doğurmuş ve bugünkü hadiseleri tetiklemiştir. Tarih boyunca olduğu gibi, bugün de rüzgâr ekenler fırtına biçmektedir.

Kamu malına zarar verilmesini, sokakların yakılıp yıkılmasını, mağazaların yağmalanmasını elbette tasvip etmiyoruz. Sokak olayları meşru bir hak arama metodu olamaz, ancak bu sosyal patlamadan otoritelerin de ders çıkarması gerektiği açıktır.

Benzer vakalar ülkemizde yaşadığında bizlere hak, hukuk ve demokrasi dersi verenlerin, meydanlarda kamp kurup 24 saat canlı yayın yapanların bugün derin bir sessizliğe bürünmesi ayrıca manidardır.

Dışişleri Bakanlığımız, özellikle bugünlerde Fransa’ya gidecek olan veya orada yaşayan vatandaşlarımıza gereken uyarılarda bulundu. Büyükelçiliklerimiz ve konsolosluklarımız her zaman vatandaşlarımızın yanındadır. Biz de ilgili birimlerimizle süreci yakından takip ediyoruz. Endişeyle karşıladığımız son hadiselerin daha fazla kan akmadan, şiddet sarmalı daha fazla büyümeden bir an önce sona ermesini diliyoruz.

“IRKÇI NEFRETİN İNSANIMIZI HEDEF ALMASINA İZİN VEREMEYİZ”

Bu olayların göçmenlere ve Müslümanlara yönelik yeni bir baskı, yıldırma, sindirme furyasına yol açmasından da kaygı duyuyoruz. Daha çok kısıtlama, daha fazla ötekileştirmeye, adaletsizliğin daha fazla derinleşmesine sebep olacaktır, bu da gelecekte daha vahim olayların fitilini ateşleyecektir. Biz, yüzbinlerce vatandaşımızın yaşadığı hiçbir ülkenin böyle bir girdaba sürüklenmesini istemeyiz. Hele hele ırkçı nefretin insanımızı hedef almasına izin veremeyiz.

Türkler, İslam düşmanlığından en çok mağdur olan, en çok bedel ödeyen toplumun kesimlerinden biridir. Solingen’de vahşice katledilen vatandaşlarımızın acısı hâlen tazedir. Dönerci cinayetleri denilerek üstü kapatılmak istenen katliamlarda yüreği yanan yine bizim insanlarımızdı. Mescitleri, dernekleri, iş yerleri saldırıya uğrayan bizim kardeşlerimizdir. Terör örgütlerinin önü açılırken, polis şiddetine maruz bırakılan bizim sivil toplum kuruluşlarımızdır. Yurt dışında 7 milyon vatandaşı bulunan ülkemiz için, Türk ve Müslüman düşmanlığı dış politika meselesinden öte bir millî güvenlik sorunudur.

Fransa’daki olayları tüm boyutlarıyla titizlikle incelerken, Stockholm’deki saldırı sonrasında tepkimizi çok net bir şekilde gösterdik. İslam İşbirliği Teşkilatı da bu konuda hemen harekete geçti. Terör örgütleriyle ve İslam düşmanlığıyla kararlı mücadelenin kırmızıçizgimiz olduğunu açıkça ifade ettik. Teröre destek vererek, teröristlere alan açarak, sokakları, caddeleri, şehrin en merkezi meydanlarını teröristlere tahsis ederek Türkiye’nin dostluğunun kazanılmayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekiyor. Muhataplarımız bu gerçeği ne kadar kısa sürede içselleştirirse, süreç o derece sağlıklı işleyecektir. Ülkemizin duruşu, beklentileri, bizlere verilen taahhütler bellidir. Biz, geçen sene neyi savunuyorsak, bugün de aynı ilkeleri savunuyoruz. Oyalama taktikleriyle vakit kaybetmek yerine, verilen sözlerin tutulmasının daha akılcı, daha faydalı ve devlet ciddiyetine yakışır bir yöntem olacağına inanıyoruz.

Basın yayın organları üzerinden yürütülen kirli oyunların neyi amaçladığını çok iyi görüyoruz, ama bu tarz bel altı vuruşlarla mesafe alacaklarını düşünenlerin ne bizi, ne Türkiye’yi, ne de Türk milletini tanımadıkları aşikârdır. Buradan kendilerine ince eleyip sık dokumalarını, ev ödevlerini daha iyi yapmalarını tavsiye ediyorum. Bizim tehdit siyasetine de, tahrik siyasetine de, aba altından sopa gösterme kurnazlığına da teslim olmayacağımızı tüm dünya bilir, bilmelidir. Biz, birilerinden ülkelerinin isimlerini değiştirmesini değil, sadece altına imza attıkları hususlara sadık kalmalarını istiyoruz. Binlerce vatandaşımızın canına kasteden bölücü örgüt mensuplarını ve FETÖ’cü alçakları himaye etmemelerini bekliyoruz. Türkiye olarak bunlar sağlanana kadar geri adım atmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.

Uluslararası alanda ülkemize verilen sözlerin takipçisi olurken, milletimize meydanlarda verdiğimiz sözleri de asla ihmal etmiyoruz. Bir önceki Kabine Toplantılarımızda çiftçilerimizden gençlerimize, toplumumuzun çeşitli kesimlerine yönelik müjdelerimizi paylaştık.

“HALKIMIZI ENFLASYONA EZDİRMEME PRENSİBİMİZE BUGÜN DE SAHİP ÇIKIYORUZ”

Ardından 2023 yılının ikinci yarısında brüt asgari ücret tutarını 13 bin 414 liraya, net asgari ücret tutarını ise 11 bin 402 liraya yükselttik. Böylece asgari ücrete yüzde 34 gibi enflasyonun üzerinde refah payını da içeren bir zam yapmış olduk.

Son 21 yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz halkımızı enflasyona ezdirmeme prensibimize bugün de sahip çıkıyoruz. Özellikle toplumumuzun kırılgan kesimlerini hayat pahalılığının etkilerinden korumaya çalışıyoruz. Fahiş kira artışlarına karşı geçen sene devreye aldığımız üst sınır uygulaması, bu tedbirlerden biriydi. Konut kira sözleşmelerinde artırım oranını yüzde 25 ile sınırlandırmıştık. Temmuz ayında yenilenecek konut kira sözleşmeleri için de aynı sınır uygulanmaya devam edecektir.

Sıfır ve ikinci el araç fiyatlarında oluşan balonu da yakından takip ediyoruz. Ekonomik şartlardan ziyade tamahkârlıktan ve açgözlülüklerden kaynaklanan bu meselenin üstüne gideceğiz. Ticaret Bakanlığımız denetimlerini daha da sıklaştıracak. Stokçuluk ve fırsatçılık yapanlara asla müsaade edilmeyecek. Milletin canını yakanlardan hukuk ve serbest piyasa kuralları içinde muhakkak hesap soracağız.

“ULUSLARARASI YATIRIMCILARIN ÜLKEMİZE YÖNELİK İLGİSİ YÜKSELDİ”

Yeni ekonomi kadromuz enflasyonla mücadele yanında uluslararası doğrudan yatırımları artırma çalışmalarına hız verdi. Seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla birlikte dost ve kardeşlerimiz başta olmak üzere uluslararası yatırımcıların ülkemize yönelik ilgisi yükseldi. Son 21 yılda yaklaşık 255 milyar dolar doğrudan yatırım çeken Türkiye’nin salgın sonrasında yıldızının daha da parladığını görüyoruz. Rekabetçi, yenilikçi, girişimci dostu bir iş ve yatırım ortamıyla bu ilgiyi ve pozitif havayı ekonomimiz için fırsata çevirmekte kararlıyız.

11-12 Temmuz’da Vilnius’ta gerçekleştirilecek NATO Lider Zirvesi’ni müteakiben yurt dışı ziyaret ve kabul trafiğimizi yoğunlaştıracağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız.

“TÜRKİYE EKONOMİSİNİ İSTİKRAR, GÜVEN, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK SÜTUNLARI ÜZERİNDE YÜKSELTECEĞİZ”

Dokuz günlük bayram tatiline rağmen dış ticaret rakamlarında güzel haberler gelmeye devam ediyor. Yılsonu hedefimiz olan 265 milyar dolara ulaşacağımız kanaatindeyim.

Ekonomi politikalarımızın odağında 85 milyonun her bir ferdinin aşını, işini, huzurunu ve refahını büyütmek vardır. 21 yıllık kazanımlarımızdan aldığımız güçle Türkiye ekonomisini istikrar, güven, sürdürülebilirlik sütunları üzerinde yükselteceğiz.

Salgından bölgemizdeki savaşlara, depremden seçime kadar son yıllarda çok ciddi sınamalarla karşılaştık. Suriye krizinin olumsuz etkilerini en fazla hisseden ülkelerden biriyiz. Sadece depremin ekonomimize maliyeti 104 milyar doları buluyor. Seçim gündeminin iş dünyamızın tüm kesimlerini yorduğunu biliyoruz, ama 28 Mayıs gecesi itibariyle en zor dönemi geride bıraktığımıza da inanıyoruz. 31 Mart 2024 mahallî idareler seçimlerini de suhuletle atlattıktan sonra, Türkiye yüzyılı menziline artık koşar adımlarla gideceğiz.

Bugünkü Kabine Toplantımızda bu maratonda bizlerin gücüne güç katacak çok önemli kararlar aldık. Yaz mevsimiyle birlikte artan yangın tehdidine karşı yeşil vatanımız olan ormanlarımızı korumaya büyük önem veriyoruz. Geçmiş tecrübelerin ışığında yangınlara müdahale kapasitemizi bu sene daha da güçlendirdik. Yangılara müdahale süremizi 10 dakikaya kadar düşürdük. Orman Teşkilatımız, 89 hava aracı, çeşitli özelliklerde 4 bin 799 araçtan oluşan kara filosu ve 22 bin orman kahramanı işçisiyle göreve her zaman hazırdır. Milletimizin de desteğiyle bu yaz dönemini ciğerlerimiz yanmadan atlatalım istiyoruz. Bir kez daha tüm vatandaşlarımızı yeşil vatanımıza sahip çıkmaya davet ediyorum.

Kur korumalı mevduat uygulamasını devam ettiriyoruz, bu mevduat için sağladığımız vergi istisnasının süresini uzatıyoruz, tasarruf sahiplerine olumsuzluk oluşturmayacak şekilde süreci yürütüyoruz.

Memur maaşlarına yapılacak zam miktarıyla ilgili süreci başlatıyoruz. 5 Temmuz Çarşamba günü 6 aylık enflasyon oranlarımız netleşmiş olacaktır. Enflasyon oranlarının belli olmasıyla birlikte biz de memur ve emeklilerimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz.

Tatile girmeden evvel Meclis onayı gerektiren tüm hususları Parlamentomuzun takdirine sunacağız.

Devlet olarak, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın her daim yanındayız. 2002 yılında başlattığımız Türkiye Aile Destek Programı’ndan şimdiye kadar 3,7 milyon kardeşimiz istifade ediyor. Program kapsamında şimdiye kadar ailelerimize toplam 35 milyar liralık destek ödemesinde bulunduk. Türkiye Aile Destek Programını bu sene de devam ettirme kararı aldık.

Aldığımız kararların milletimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.

Veda etmeden önce, Avrupa oyunlarındaki başarılarıyla bizlere ikinci bayramı yaşatan tüm sporcularımızı tebrik ediyorum. Farklı kategorilerde 38 madalya kazanan sporcularımız, özellikle kadın sporcularımız bizleri gerçekten gururlandırmışlardır. Avrupa Altın Ligi Şampiyonu olan Türkiye A Millî Erkek Voleybol Takımımızı tekrar kutluyorum. Balkan Matematik Olimpiyatları’nda Türkiye’ye üç altın ve üç gümüş madalya getiren gençlerimizin tek tek gözlerinden öpüyorum.”

Dünya

Küçük Ev Üreticisi Türkiye | Setencioğlu

Tiny House | Mobil Tekerlekli Küçük Ev Üreticisi Türkiye Setencioğlu

Avatar

Yazar

on

Doğayla İç İçe, Evinizin Konforunda, Özgürlüğün Keyfini Yaşayın. | Setencioğlu Tiny House

İletişim | +90 0 532 4026422

OKUMAYA DEVAM EDİN

Dünya

“Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir”

“TİCARET HACMİMİZİ BİR MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”

Avatar

Yazar

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da gelişiyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasında, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ı Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya’da 14 Nisan’da meydana gelen sel ve heyelan felaketiyle, Arusha’da yaşanan trafik kazasında 8 ilkokul öğrencisinin hayatını kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.

Tanzanya’dan Türkiye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan ilk ziyaretin yeni bir dönüm noktası olacağına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılında ziyaret ettiği Tanzanya’nın Türkiye’nin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biri olduğunu vurguladı.

“TİCARET HACMİMİZİ BİR MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”

İlişkilerin karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da geliştiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü görüşmelerimizde iş birliğimizi kapsamlı bir şekilde gözden geçirdik. Karşılıklı ticaret ve yatırımların artırılması noktasında atılabilecek adımları ele aldık. İkili ticaret hacmimiz 2003 yılında 11 milyon dolardan geçen sene 345 milyon dolar seviyesine ulaştı. Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor. Ticaret hacmimizi ilk etapta bir milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz Önümüzdeki dönemde çabalarımızı bu yönde yoğunlaştıracağız. Sayın Cumhurbaşkanının katılımıyla yarın İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Tanzanya İş Forumu, bu açıdan önemli bir adım olacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının Tanzanya’da bugüne kadar 6,4 milyar dolar değerinde 14 projeyi başarıyla üstlendiğini belirtti.

Tanzanya’nın Türk müteahhitlerince üstlenilen toplam proje bakımından Afrika’da üçüncü, Sahraaltı Afrika’da ise birinci ülke konumunda olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Firmalarımız Tanzanya’da demiryolu inşaatı ve modernizasyonu, tersane ve gemi inşaatı, yol yapımı gibi alanlarda önemli yatırımlara imza atmıştır. Ülkeyi baştan başa saracak standart aralıklı demiryolu projesinin büyük bir kısmının bir Türk şirketi tarafından inşa ediliyor olması bizler için bir iftihar vesilesidir” diye konuştu.

“FETÖ İLE MÜCADELE KAPSAMINDA TANZANYA’DAN BEKLENTİLERİMİZİ PAYLAŞTIM”

İstişarelerinde terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmayan Türkiye, bu alandaki tecrübelerini dostlarıyla paylaşmaya da önem vermiştir. Tanzanya’nın kendi güvenliğini sağlamada atacağı adımlara yardımcı olmaktan da memnuniyet duyacağımızı belirttim. FETÖ ile mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştım. Tanzanya’da Maarif Vakfımızın üstlenebileceği eğitim projeleri hakkında bilgi verdim. İnşallah bu ziyaret sonrasında Tanzanya tarafından da etkili ve somut adımlar göreceğiz. Bu minvalde iki ülke kurumları arasındaki eşgüdümün daha da geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Dışişleri bakanlarımız düzenli siyasi istişarelerin yürütülmesi noktasında yüksek düzeyli diyalog mekanizmasını başlatacak adımları atmaya karar vermişlerdir.”

Afrika kıtasının gönlünde müstesna bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı.

Türkiye’nin, Afrika açılımının kıta ülkeleri tarafından muhabbetle karşılandığını görmenin kendilerini sevindirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ticaretten eğitime, tarımdan sağlığa her alanda kıta ile ilişkilerimizi geliştirme kararlılığımız bakidir. Uluslararası platformlarda Afrika’nın sesinin daha çok duyulmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. ‘Dünya beşten büyüktür’ şiarımızın Afrikalı kardeşlerimiz ve dostlarımız nezdinde yankı bulması, doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Tesis ettiğimiz bu samimi ilişkiler, Gazze başta olmak üzere dünyada yaşanan adaletsizliklere karşı mücadele azmimizi güçlendiriyor. Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmelerimizde işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan vahşet karşısında atılabilecek adımları da ele aldık. 7 Ekim’den bu yana çoğu çocuk, kadın, yaşlı ve sivil 34 bin Filistinli, İsrail güçleri tarafından şehit edildi, 75 bin kardeşimiz yaralandı. 195 gündür son asrın en büyük katliamlarından biri Gazze’de yaşanıyor. Gazze’deki katliamları durdurmak için daha fazla çaba harcamalıyız.”

“GAZZE’DE KALICI ATEŞKES SAĞLANMALI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir an önce acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması, sonrasında ise iki devletli çözümün hayata geçirilmesine dönük adımların hemen atılması gerektiğinin altını çizerek, “Bu hafta Batılı ülkelerin İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e ‘dur’ demeleri gerekiyor. İsrail’in gündemi çarpıtma, Gazze’deki vahşeti gizleme, gündemden düşürme teşebbüslerine fırsat verilmemelidir” dedi.

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’a ziyaretleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerin ve imzalanan 6 anlaşmanın hayırlı olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Tanzanya olmak üzere kardeş Afrika’ya selamlarını gönderdiğini belirtti.

TANZANYA CUMHURBAŞKANI HASSAN: “TÜRKİYE’NİN ULUSLARARASI ANLAŞMAZLIKLARA BARIŞÇIL ÇÖZÜMLERİN BULUNMASI KONUSUNDAKİ GAYRETLERİNİ DESTEKLİYORUZ”

Türkiye’de mükemmel karşılandığını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, bu konuda Türkiye’ye ve Türk halkına teşekkür etti.

Tanzanya’nın iki ülke arasındaki faydalı ilişkileri geliştirme taahhüdünü yinelediğini belirten Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Türkiye, gerçekten de çok değerli bir ortaktır ve benim buraya yaptığım ziyaret bu ortaklığı ne kadar değerli gördüğümüzü teyit etmektedir. İkili görüşmemizde çok büyük memnuniyetle farklı sektörlerdeki kaydedilen ilerlemeye değindik” dedi.

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la iki ülke arasındaki diplomatik, ekonomik iş birliğini, özellikle de üretim ve sosyal sektörlerdeki iş birliğini artırmaya değindiklerini söyledi.

Bu ilişkilerle iki ülke ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacaklarının altını çizen Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “İkili iş birliği açısından ben Türkiye’ye teşekkürlerimi ilettim. Kalkınma desteğinden dolayı ve ülkemizdeki eğitim ve sağlık sektörlerine olan desteklerinden dolayı teşekkür ettim. Özellikle de altyapıya ve beşeri sermayenin gelişmesine yönelik kritik desteklerinden dolayı teşekkürlerimi ilettim” ifadelerini kullandı.

Türkiye ziyaretinde 6 mutabakat zaptı imzaladıklarını aktaran Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, şöyle devam etti: “Türkiye’deki uzmanlık ve bilgi, Tanzanya’ya şu anda aktarılıyor ve bunlara bizim en önemli projelerimiz de dahil. Bu projeler arasında demir yolları projesi var, standart aralıklı demir yolları projesi var ve Tanzanya’nın da bu projelerin başarılmasına yönelik desteğini yineledim ve bunların da gerçekleştirilmesiyle birlikte kalkınma hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Bakanlarımız ve uzmanlar ile ekiplerimiz bir araya gelerek çerçeve oluşturacaklar ve üzerinde hemfikir olunan iş birliği alanlarındaki çerçeveyi ortaya koyacaklar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile önemli bölgesel ve küresel hususlarda da görüş alışverişi yaptıklarını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Tanzanya, Türkiye’nin uluslararası anlaşmazlıklara barışçıl çözümlerin bulunması konusundaki gayretlerini desteklemektedir. Gazzelilerin zararına olan durumlar için acil ateşkes çağrısına biz de destek sunuyoruz. Ayrıca insani yardımların da engelsiz bir şekilde ulaşması konusunu destekliyoruz” diye konuştu.

TÜRKİYE İLE TANZANYA ARASINDA 6 ANLAŞMA İMZALANDI

Türkiye Cumhuriyeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına İlişkin İşbirliği Mutabakat Zaptına, Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç ile Tanzanya Yatırım Merkezi Genel Müdürü Gilead Teri imza attı.

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptını ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanı Lela Muhamed Mussa imzaladı.

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Milli Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptına, Eren ile Tanzanya Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanı January Yusuf Makamba imza attı.

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanlığı Arasında Diaspora Siyasası Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı da Eren ve Bakan Makamba tarafından imzalandı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Evrak ve Arşiv Yönetimi Dairesi Arasında İşbirliği Protokolünü ise Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ile Bakan Makamba imzaladı.

Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile Bakan Makamba tarafından imzalandı.

OKUMAYA DEVAM EDİN

Dünya

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

“Türkiye’ye Hoş Geldiniz”

Avatar

Yazar

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından iki ülkenin millî marşları çalındı. Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören kıtasını selamlamasından sonra iki lider heyetlerini birbirlerine takdim etti.

Türkiye ve Tanzanya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.

OKUMAYA DEVAM EDİN

Dünya

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”

Avatar

Yazar

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Artık seçimin olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içerde ve dışarda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti. Bayram süresince 18 devlet ve hükûmet başkanıyla görüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere gündemdeki konuları ele aldıklarını belirtti.

“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’taki Mahallî İdareler Genel Seçimleri’nin huzur ve sükûnet içinde icra edilmesinden memnuniyet duyduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Aldığımız güvenlik tedbirleri sayesinde, birkaç müessif hadise dışında, hamdolsun, seçimlerde herhangi bir asayiş sorunu yaşanmadı. Doğudan batıya, güneyden kuzeye yurdumuzun dört bir köşesinde vatandaşlarımız sandığa giderek iradelerini özgürce ortaya koydu. Bölücü örgüt yandaşlarının seçmeni baskı altına almaya yönelik faşizan teşebbüsleri de amacına ulaşamadı. Rekabet seviyesi yüksek bir kampanya döneminden sonra seçim günü milletimizin sergilediği demokratik olgunluk, gerçekten takdire şayandır. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca kampanyaya rağmen demokrasimizin, bir sandık sınavından başarıyla çıkmasını sağladık. 85 milyon olarak birlikte var olduğumuzu, hep birlikte Türkiye olduğumuzu tüm dünyaya yeniden gösterdik.”

Seçimlerin hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin demokrasiye yakışır şekilde gerçekleştirilmesini temin eden seçim kurullarına, kolluk kuvvetlerine, sağlık personeline ve sandık görevlilerine teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının kampanya dönemi boyunca ve sandık günü olağanüstü bir fedakârlıkla çalıştığını, mücadele ettiğini, emek verdiğini kaydetti.

AK Parti teşkilatı mensuplarının ramazan süresince iftar programlarıyla, ev ve esnaf buluşmalarıyla, çarşı-pazar ziyaretleriyle, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy dolaşarak halkla birlikte olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “31 Mart seçim sürecinde ulaşılmadık hiç kimseyi bırakmama şiarıyla gece gündüz koşturan Genel Merkez birimlerimize, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, il, ilçe, belde teşkilatlarımıza, belediye başkan adaylarımıza, aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize, sandıkları namusları bilip titizlikle sahip çıkan müşahitlerimize, partimize, davamıza ve mücadelemize güçlü destek veren her bir kardeşime buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Rabb’ime, şahsıma böyle vefalı, böyle gayretli ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için bir kez daha hamdediyorum. AK Parti teşkilatlarıyla birlikte, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara karşı meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır. İttifakımızın, devletimizin güvenliği, milletimizin birliği ve demokrasimizin geleceği için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Buradan, Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve ülkücü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Bir sandık sınavını daha başarıyla veren ittifakımız, Türkiye’nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir.”

“SİYASETÇİNİN, MİLLETİN İRADESİNİ YOK SAYMA, GÖRMEZDEN GELME HAKKI YOKTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetlerinin temel vasfının, demokrasinin mihenk taşı olan sandığın itibarının korunması ve güçlendirilmesi olduğunun altını çizdi.

“Sonuçlardan azade olarak sandığın gücüne güç katan her seçim, Türkiye ve Türk milleti için tarihî bir kazanım demektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemiz, son 21 yıldır maruz kaldığı tüm vesayet girişimlerinin üstesinden bu anlayışla hareket ettiği için gelebilmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi sandıktan çıkan takdir hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, başımızın üstünde yeri vardır. Siyasetçinin, milletin iradesini küçümseme, yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur ve olamaz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarımıza müteşekkiriz, minnettarız. Milletimizin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarını da ayrıca tebrik ediyor; kendilerine şehirlerimize hizmet yolunda başarılar diliyorum. İktidar olarak milletimizin hayrına yaptıkları işlerde, bugüne kadar olduğu gibi belediye başkanlarımıza destek olmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kesin sonuçları açıklamasının ardından 31 Mart Mahallî İdareler Seçim maratonunun tamamlanacağını söyledi.

YSK’nin şimdiye kadar üç ilçe ve dört belde olmak üzere yedi yerde seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yerleşim yerlerinde vatandaşların 2 Haziran Pazar günü bir kez daha sandık başına giderek tercihlerini yapacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şimdiden bu seçimlere hazırlanacağız” diye konuştu.

“31 MART SEÇİMLERİ, SON 20 YILDAKİ EN DÜŞÜK KATILIMLI YEREL SEÇİM OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçim sonuçlarının birçok zaviyeden kapsamlı değerlendirmeyi hak ettiğine işaret ederek şunları kaydetti: “Bu seçimlerin ilk göze çarpan özelliği katılım seviyesinin maalesef düşüklüğüdür. Yüzde 78 katılım oranıyla 31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir. Bunun sebepleri üzerinde hassasiyetle duruyoruz ve duracağız. 2019 yerel seçimlerine kıyasla yaklaşık 7 puanlık gerilemenin üzerinde diğer siyasi partilerin de durması gerektiğine inanıyoruz. Geçersiz oylar da eklendiğinde yaklaşık 16 milyon seçmenin iradesi sandığa yansımamıştır. Katılım oranının düşüklüğü, partimizin oylarını da olumsuz etkilemiştir. Henüz 10 ay önce yapılan seçimlerde bize ve ittifakımıza büyük teveccüh gösteren, yüzde 52,2 ile bizlere güçlü destek veren insanlarımızın önemli bir kısmının sandığa gitmekten imtina ettiğini görüyoruz. Bunun altında yatan nedenleri de en ince detayına kadar analiz ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin yüzde 40,5 oy oranıyla Cumhur İttifakı’nın üstünlüğüyle sonuçlandığını dile getirerek, bu seçimlerde milletin 12 büyükşehir, 12 il, 346 ilçe ve 169 belde olmak üzere toplam 539 belediyenin emanetini AK Parti’ye verdiğini, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin de 8 il, 113 ilçe ve 96 belde belediyesini kazandığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece Cumhur İttifakı; 12’si büyükşehir, 20’si il, 459’u ilçe, 265’i belde olmak üzere toplam 756 belediyeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türkiye’deki bin 400 belediyenin yarıdan fazlası, yüzde 54,3’ü önümüzdeki beş yıl süresince Cumhur İttifakı tarafından yönetilecektir. Buradan bir kez daha Cumhur İttifakı’nın ‘gerçek belediyecilik’ vizyonunu tercih eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“HATAY, KENDİ ÜZERİNDEN OYNANAN KİRLİ SENARYOLARA KARŞI TAVRINI ÇOK NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR”

Hatay’a özel bir parantez açmak durumunda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinden beri en çok örselenen, sürekli siyasi tartışmalara meze edilen şehir olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatay’la aramızı bozmak için çok uğraştılar, pek çok iftira attılar. Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar. 31 Mart seçimleriyle Hatay, kendi üzerinden oynanan bu kirli senaryolara karşı tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye duydukları güven dolayısıyla Hatay’ımıza ve Hataylı vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Ancak ana muhalefet partisinin, Hatay’ın iradesini gasbetme girişimleri son dakikaya kadar devam etmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun baskı altına alınması dâhil her yol denenmiş, ‘ölülere oy kullandırıldığı’ gibi akla ziyan pek çok yalan söylenmiştir. CHP’nin millî irade hazımsızlığı ayyuka çıksa da YSK bu hezeyanlara karşı son noktayı koymuştur. Önümüzdeki dönemde şehrimizi ziyaret ederek, Hataylı kardeşlerimize teşekkürlerimizi bizzat ifade edeceğiz.”

“FARKIMIZI YİNE ESERLERİMİZLE VE HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ PROJELERİMİZLE GÖSTERECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine güvenen diğer şehirlere layık olabilmek için her zamankinden daha fazla çalışacaklarını belirterek, “Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur: AK Parti olarak 21 yıllık iktidarlarımız boyunca yatırım yaparken, eser üretirken, insanımızın yaşadığı yerlere hizmet götürürken bugüne kadar seçim sonuçlarını önümüze almadık, almayız. İnşallah bundan sonra da farkımızı yine eserlerimizle, icraatlarımızla ve hayata geçirdiğimiz projelerimizle göstereceğiz” diye konuştu.

Özellikle depremzede şehirlerin süratle yeniden ayağa kaldırılmasının, gündemlerinin ilk sırasında yer almayı sürdüreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Şubat sonrasında artık bir beka meselesi olarak gördüğümüz depreme hazırlık çalışmalarını da yakından takip edeceğiz” dedi.

“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ŞEHİRLERİMİZE TEKRAR MUSALLAT OLMASINA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kendilerine sadece şehirlerini yönetme değil, aynı zamanda pek çok yerde kendi adına başkalarını denetleme görevini de tevdi ettiğini ifade ederek, “Milletimizin, belediye meclislerinde bize denetim yetkisi verdiği illerimizde inşallah bu görevimizi en güzel şekilde yerine getireceğiz. Şehirlerimizin kaynaklarının terör örgütlerine, reklam ajanslarına, açgözlü fırsatçılara, tufeylilere değil orada yaşayan insanlarımıza harcanmasını temin için gereken her şeyi yapacağız. Bölücü terör örgütünün şehirlerimize ve vatandaşlarımıza tekrar musallat olmasına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandık gününün, siyasetçinin ve siyasi partilerin karne günü olduğuna işaret ederek, 31 Mart tarihinde milletin, tüm siyasi partilerin mahallî idarelerdeki son beş yıllık karnesini kendilerine takdim ettiğini belirtti.

Seçim sonuçlarından herkesin kendisine göre dersler çıkaracağını, elbette kendi iç muhasebesini yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sonuçlara bakarak bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Âdeta bir genel seçim havasına girmek suretiyle sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar… Birileri kendilerince, ‘yerel iktidar’ ‘merkezi iktidar’ diye Türkiye’de ikili bir yapı ihdas etmeye çalışıyor. Bu tarz söylemler, ‘demlendikleri’ ittifak ortaklarına diyet borcu ödeme hamleleri değilse, ham bir hayalden ibarettir.”

“TÜRKİYE’YE DAHA İYİ HİZMET EDEBİLMEK ADINA NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMANIN DERDİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir. Dün, 16’ncı toplantısını yaptığımız kabinemiz de görevinin başındadır. Sapla samanı karıştırmaya çalışanları, daha fazla vakit kaybetmeden bu gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Siyasetin ve ülkenin gündeminin içi boş tartışmalarla meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz Türkiye’ye ve milletimize daha iyi hizmet edebilmek adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın derdindeyiz” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasinin “öncelikle halkın iradesini kabullenmek, milletin takdirine boyun eğmek, milletin tercihiyle zıtlaşmamak” olduğunun altını çizmek istediğini dile getirerek, şunları söyledi: “Muhalefet gibi rakamları eğip bükerek, tabir yerindeyse kırk dereden su getirerek analizler kasmak bize yakışmaz. Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir. Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken, sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin ayırıcı vasfının kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olması olduğunu söyledi.

“DAHA GÜÇLENMİŞ BİR ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

“Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız” ifadesini kullandı.

Lügatlarında böbürlenme olmadığını, millete tepeden bakmadıklarını, milletle aralarına duvarlar örmediklerini ve mesafe koymadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her zaman söylüyorum, biz bu milletin ta kendisiyiz. Biz, siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, mansıp, koltuk ve unvan dağıtmak için de yapmıyoruz. Hangi konumda olursak olalım hepimiz, bu makamlarda milletimize ve Türkiye’ye aşkla hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu konuda oluşan zafiyetleri süratle gidermek boynumuzun borcudur. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Bize destek olanlarla birlikte sandığa gitmeyenlerin, gidip farklı tercihte bulunan vatandaşlarımızın da mesajlarını, en doğru biçimde okuyacak, değerlendirecek, gelecek dönemdeki yol haritamızı belirlerken bunlardan muhakkak istifade edeceğiz. Ama bu süreci, partimizin geleneklerine, hareketimizin kurucu esaslarına ve davamızın prensiplerine uygun şekilde yöneteceğiz. Partimizin tökezlemesini bekleyen rakiplerimizi asla sevindirmeyeceğiz. Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz. Başarımızı başarımız, üzüntümüzü üzüntümüz gören dünyanın dört bir yanındaki mazlumları hayal kırıklığına asla uğratmayacağız.”

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİ YENİ BİR ŞAHLANIŞIN DÖNÜM NOKTASI HÂLİNE GETİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük bir davanın temsilcileri olduğumuzun şuuruyla önümüzdeki dönemi yeni bir şahlanışın dönüm noktası hâline getireceğiz. Kim ne derse desin, AK Parti, bu ülkenin, bu milletin partisi olmayı, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki yüz milyonların umudu olmayı sürdürecektir. Allah’ın izni, aziz milletimizin takdiriyle daha nice yıllar boyunca Türkiye için çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, evlatlarımızın hayallerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir yol ve dava arkadaşımın, partimize gönül veren hiçbir teşkilat mensubumuzun şüphe duymamasını istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti’yi değerlendirirken, nereden geldiğini ve hangi istikamete ilerlediğini bir an olsun akıllarından çıkarmayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutlu bir hareket, uzun bir yürüyüş, sabırlı bir mücadelenin 14 Ağustos 2001’de AK Parti olarak göründüğünü dile getirdi.

“HİÇBİR ZAMAN UMUDUMUZU YİTİRMEDİK, SABRIMIZI KAYBETMEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Biz nevzuhur bir hareket değiliz. Biz partilerden bir parti değiliz. Biz bugünlere bir anda gelmedik. Bu hareketin, bu partinin temelinde, ismi bilinen ya da bilinmeyen yüzlerce, binlerce fedakârın, cefakârın, kahramanın emeği var, alın teri var. Biz dikensiz bir gül bahçesinde de yürümedik, yürümüyoruz. Bu geldiğimiz noktaya düşe kalka geldik. Biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik. Baskılar gördük, zulümlere maruz kaldık, işkencelerden geçtik, hapislerde yattık, darbeler yedik; partilerimiz kapatıldı, yasaklandık, kovulduk, ötelendik, haksızlığa, hukuksuzluğa, zorbalığa uğradık; ancak hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik, sabrımızı kaybetmedik, asla ve asla yılgınlığa kapılmadık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “’İman varsa imkân var’ dedik, ‘Allah büyüktür’ dedik, en hüzünlü anlarımızda, ‘Allah’ın yardımı yakındır’ dedik, her seferinde düştüğümüz yerden doğrulduk, kalktık ve yolumuza kararlılıkla devam ettik. Şimdi bakıyorum, AK Parti’nin son yerel seçimde aldığı oy oranları üzerinden bir taraf sevinç çığlıkları atıyor, bir taraf olumsuz, karamsar bir tablo çiziyor. Teşkilatlarımızın moralini bozmaya yönelik bir kampanya yürütülüyor. Şunu çok net ifade etmek isterim, bunlar, AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlamamışlar. Bunlar, nereden nasıl geldiğimizi, nereye yürüdüğümüzü anlamamışlar. Bu hareketin, kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu kavrayamamışlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük partisi olduklarına, her anlamda muazzam bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olduklarına dikkati çekerek, “Şunu herkes görsün ve bilsin; biz ‘bitti’ demeden hiçbir şey bitmez. Biz bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Heyecanımız ilk günkü gibi dipdiri. Biz seçmenin mesajını okuruz, doğru okuruz, gerekeni yaparız, arızaları düzeltir, eksikleri giderir, tekrar yola koyuluruz” diye konuştu.

“Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız, sapasağlam, dimdik, en güçlü hâlimizle, elhamdülillah, ayaktayız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunun da altını özellikle çiziyorum; bu seçim sonuçlarını bir fırsat bilerek, AK Parti’yi yıpratmaya, AK Parti’nin dengelerini bozmaya kalkışanları da gayet iyi görüyoruz, biliyoruz. Eleştiri ve öz eleştiri tamam ama AK Parti’yi, özellikle de fedakârlık abidesi olan AK Parti teşkilatını, eleştiri ya da öz eleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz.”

“SANDIKTAN ÇIKAN MESAJLAR VE YAPTIĞIMIZ DEĞERLENDİRMELER IŞIĞINDA GEREKLİ ADIMLARI ATMAYA BAŞLIYORUZ”

Milletin dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyaçları olmadığını; partinin ilgili kurullarının her türlü detayı değerlendirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz; AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanların, milletvekillerinin, tüm teşkilat üyelerinin bugünden itibaren hep birlikte halkın içine gireceklerini, başları dik, öz güvenleri yüksek, umutları tam bir biçimde millete hizmeti sürdüreceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkaları ne yaparsa yapsın, biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz, buna bakacağız” diye konuştu.

“Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çok açık söylüyorum; bu harekette şımarıklık olamaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz. Aynı zamanda bu harekette yeise, umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket, korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, ‘nerede kalmıştık’ der ve kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü bir şekilde revan oluruz. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptığımız değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başlıyoruz.”

“BÖLGEMİZİN, DÜNYANIN BARIŞI İÇİN KATKI SUNMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sadece 10 ay önce, 28 Mayıs’ta milletimiz bize yetki verdi. Önümüzdeki dört yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız” diye konuştu.

Milletin beklentilerini çok iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız” ifadelerini kullandı.

Terörle mücadeleden asla taviz vermeyeceklerini, içerde ve dışarda Türkiye’nin, milletin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz” dedi.

“İSRAİL, İNSANLIK TARİHİNE ŞİMDİDEN UTANÇLA YAZILMIŞ BİR KATLİAM YÜRÜTÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi burada bir hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana, hem Gazze’de hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, Batı’dan aldığı koşulsuz destekle, büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi, seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden, şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların, üzülerek söylemeliyim ki, bazı çevrelerde karşılık bulduğunu, hatta bize karşı kullanıldığını da gördük. Birileri, yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükûmetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri hâlde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim. Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse, ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz, birileri gibi Filistin’in yerini, Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, diğer birçok ilkenin yanında, Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir.”

“EN ZOR ZAMANLARINDA FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLDUK”

Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareket ve kadro olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyleri dertleşeceğiz, konuşacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayın, 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın, 28 Şubat darbesi, Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın, MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, şu anda sözde partileri olanlar da dahil, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle “one minute” dediklerini hatırlatarak, “Dünyada hiç kimse konuşamazken, biz çıktık ‘Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur’ dedik. Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin’in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk. En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin her bakımdan yanında olduk. Elimizdeki tüm imkânları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik” diye konuştu.

“FİLİSTİN’İN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNİ HER ŞARTTA, HER KOŞULDA CESARETLE SAVUNACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Burada çok açık ve net söylüyorum: Millî Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin: Ne suikast girişimlerine ne darbe girişimlerinize ne ekonomik saldırılarınıza ne de algı operasyonlarınıza boyun eğeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi, Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler, 14 bin çocuk… Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip, ‘Hamas terör örgütüdür’ diyerek İsrail’in gözüne girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Kardeşlerim şunu unutmayın; biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz, biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar, er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir.”

“Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistin’in kahraman evlatlarını rahmetle yâd etti, yaralılara acil şifalar diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye saldırısı sonrasında Türkiye’nin ortaya koyduğu çabaları, yürütülen diplomasi trafiğini ve Gazze’ye yapılan yardımları anlatan bir video izletti.

Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı vefatının 31. yılında minnetle, şükranla, özlemle yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahmetli Özal’ın ‘çağ atlayan Türkiye’ diyerek açtığı yoldan giderek, ülkemize ve milletimize tarihi başarıları yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Rabb’im kendisini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.

OKUMAYA DEVAM EDİN

TAKVİM

Temmuz 2023
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930
31  

HABER BURADA

Dünya7 ay Önce

Küçük Ev Üreticisi Türkiye | Setencioğlu

Dünya9 ay Önce

“Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir”

Dünya9 ay Önce

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Dünya9 ay Önce

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

Dünya9 ay Önce

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

Dünya9 ay Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

Dünya9 ay Önce

Enerjide Dışa Bağımlılığı Bitirdiğimizde Türkiye Daha Güçlü Olacak

Dünya10 ay Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız”

Dünya10 ay Önce

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık”

Akaryakıt11 ay Önce

Bu Gurur Hepimizin : Milli Muharip Uçak Kaan’dan ilk uçuş

Dünya11 ay Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizim her sözümüzün altında, asırlara bedel eser ve hizmetler yatıyor”

Dünya11 ay Önce

“Türkiye’nin 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin kahramanı, 85 milyonun her bir ferdidir”

Dünya11 ay Önce

“Bölgemizde barışa giden yol, Filistin devletinin kurulmasından geçiyor”

Dünya11 ay Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Al Nahyan ile görüştü

Dünya11 ay Önce

“Amacımız Hatay başta olmak üzere tüm depremzede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmaktır”

Dünya11 ay Önce

“Hatay ve diğer deprem şehirlerimizde, tüm hak sahiplerini evlerine veya iş yerlerine kavuşturacağız”

Dünya11 ay Önce

“İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıktı”

Dünya11 ay Önce

“Şehir hastaneleriyle, sağlık hizmetlerini dünya standartlarının üstünde bir seviyeye taşıdık”

Dünya12 ay Önce

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, Doğalgaz ve elektrikte fiyat artışı öngörmüyoruz

Dünya12 ay Önce

İşte İlk Türk Astronot Alper Gezeravcı Uzayda

Dünya12 ay Önce

“Türkiye Yüzyılı’na ilk kez gerçekleştirdiğimiz insanlı uzay göreviyle adım atıyoruz”

Dünya12 ay Önce

‘Türkiye Güney Sınırlarına ‘Teröristan’ Kurulmasına Kesinlikle İzin Vermeyecektir’

Dünya12 ay Önce

Vatan size minnettardır.

Dünya12 ay Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan “MİT’in 97. Kuruluş Yıl Dönümü Etkinlikleri”nde konuştu

Dünya12 ay Önce

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, 2040’a kadar 46 milyar dolar enerji tasarrufu sağlayacağız

Advertisement

GÜÇLÜ TÜRKİYE

Genç Enerji

seers cmp badge